ŞANTİYECİ OLMAK
- fulyaermis
- 19 May 2014
- 2 dakikada okunur

Ama ben kendim kaşındım. Hatır hatır hem de… Okulu bitirince babam demişti ‘Gel bak KPSS’ye hazırlan belediyeye falan gir, devlette çalış en azından giriş-çıkışın, tatilin belli olur. Kadın için en ideali bu’ diye. Yok ama kadın için ideal lafı ne demek? Niye yapamayacakmışım ben özel sektörde?? Ben yetersiz miyim? Boşuna mı okudum onca sene, üstüne bir de yüksek lisans yaptım İtalyalarda hem de, iki dil biliyorum, derslerim de iyi, tuttuğumu da koparıyorum falan filan.. Karışmadılar. İyi de yaptılar..
Sonuç olarak inşaat sektöründeki en sıkıntılı yerde buldum kendimi. Bir de huyumdur, cımbızla seçerim en zor şeyleri. Otel ve villaların yapıldığı bir şantiye.. Geldik. 3 ay dediler, 2 senedir canıma okudu bu iş. Artık sona yaklaşıyoruz teslimler yapılacak. Ayakta durmaktan bacaklarım titriyor. Sabah 07.30, akşam 20.00 çalışıyorum. Haftanın her günü, her Allah’ın günü ya da nasıl derseniz öyle. Pazartesileri kuru fasulye çıkar burada, cumaları da nohut. Günleri bu vesileyle takip ediyorum. İkisini de sevmem. İyi yanı; pazartesi sendromum yok. Tek baaağyan benim bu arada. Millet akıllıymış onu da anladım (bu şantiye için konuşuyorum). Ustaların da kafası karışıyor haliyle. Adam bir şey soracak oluyor ‘ağabeey’ diye lafa başlıyor, bocalıyor, toparlıyor.. Bir an ikimizin de suratına ince bir tebessüm yayılıyor. Yalnız birtakım kokuların yoğunluğu altında çalışabilmek zor zanaat. Bunlardan en iyimserleri soğan, sarımsak, hatta ter diyebiliriz. Diğerleri için köşelere çok yaklaşmamak, depo vs gibi hacimlerden, özellikle ışıklandırmanın yetersiz olduğu mekanlardan uzak durmak, büyük felaketlerin önüne bir nebze de olsa geçebilir. Bir de kapağı kapalı klozetleri zinhar açmayın :)
E hal böyle olunca ‘nereden düştüm ben buraya’ diye insan kendine sormadan edemiyor. Dışarıda çalışıyorsun toz toprak. Aksam evde kafandan taş ayıklıyorsun. Hava soğuyor. Astronot gibi giyin yine de don. Hava ısınıyor güneş var, sür 50 faktörleri gölge ara. Nasıl oluyor o amele yanıkları?? Saçma bir iş ayakkabısı, baret, makyaj yok, renkli oje yok. Bir kere sürdüm. Kırmızı. ‘Hayırdır Fulya Hanım özel bir şey mi var?’ diye sordular. Akşam çıkardım..
Bunlar şantiyenin gerektirdiği koşullar. Bunların dışında özel sektörde çalışan herkesin yaşadığı patron, müdür, koordinatör ıvır zıvır tafraları, üzerine yıkılan işler, yağan emirler, raporlar, senin aşağıda sürekli çalışıyor durumda olman ama senin gösterdiğin değerin karşıdan gelmemesi gibi uzuuun bir liste halinde pekala sıralayabileceğimiz durumlar da mevcut.. Pek katmerli yani.
Eeee iyi yanları yok mu bu işin? Var var onları da sonra anlatacağım :)
Sevgiyle kalın
Comments